Çifte Minareli Medrese (Sivas)
ifte Minareli Medrese (Sivas) Anadolu'nun en ünlü tarihi yapılarından. Sivas, Medreseler Sokağında İzzeddin Birinci Keykavus Şifahanesi'nin karşısındadır. İlhanlıların büyük veziri Sahip Şemseddin Cüveyni tarafından 1271-1272 (H.670) tarihinde yaptırılmıştır.
Medresenin mimarının Kölük bin Abdullah olduğu ileri sürülüyorsa da isim okunamadığından yapan kesin olarak belli değildir. Anadolu'da yapılmış en abidevi medreselerden biri olan ve Darülhadis adıyla da tanınan Çifte Minareli Med...
Çifte Minareli Medrese (Sivas) hakkında bilgiler
Çifte Minareli Medrese Anadolu'nun en ünlü tarihi yapılarından birisidir. Sivas, Medreseler Sokağında İzzeddin Birinci Keykavus Şifahanesi'nin karşısındadır.
İlhanlıların büyük veziri Sahip Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından 1271-1272 (H.670) tarihinde yaptırılmıştır. Medresenin mimarının Kölük bin Abdullah olduğu ileri sürülüyorsa da isim okunamadığından yapan kesin olarak belli değildir. Anadolu'da yapılmış en abidevi medreselerden biri olan ve Darülhadis adıyla da tanınan Çifte Minareli Medrese ne yazık ki büyük yıkıma uğramış, bugün çok az bir kısmı ayakta kalabilmiştir.
Harab olması sebebiyle 1882'de ilk önce hastahane, sonra okul haline getirilmiştir. Ön cephesi Halil Edhem Beyin çabasıyla yıkılmaktan kurtulabilmiştir. İki katlı, dört eyvanlı bir yapıdır. Taçkapının üzerindeki tuğla minareler çini bezemelidir. Bitkisel ve geometrik motiflerle süslü taşkapı ile yanlarındaki mukarnaslı nişler yapıya hareketli bir görüntü kazandırmıştır. Köşelerde yivli yarım kuleler vardır.
Son yıllarda yapılan kazıların da ortaya koyduğu gibi, Çifte Minareli Medrese, yalnız medreseden ibaret olmayıp, çevresinde diğer bazı yapıları da içine almaktaydı.
"Selçuklu döneminin en anıtsal yapılarından biri olan Çifte Minareli Medrese aynı zamanda en çok tahribata ve yıkıma uğramış yapılardan biridir de. Günümüze yalnızca doğu cephesi, yani ön yüzü gelebilmiştir. 1960'lı yıllarda yapılan araştırma kazısı sonucuna göre medrese, açık avlulu, dört eyvanlı, iki katlı anıtsal bir yapıdır. Köşe kulelerinden sonra medreseye bitişik güney yönünde daha önceki dönemlere ait bir imaret veya zaviye olduğu, kuzey yönünde ise medrese bünyesi içinde bir hamamın olabileceğinin izleri ortaya çıkarılmıştır.
Taç kapısı üzerinde yer alan kitabesine göre 1271 yılında Vezir Sahip Şemseddin Muhammed Cüveyni tarafından yaptırılmıştır. XIII. yüzyıl, Anadolu Selçuklu döneminde imar faaliyetleri ve kültür hayatının önemli devresi olarak görülür. Selçuklular bu yüzyılın içinde Buruciye Medresesi, Gök Medrese ve Çifte Minareli Medrese gibi taş, tuğla ve çini sanatının Anadolu'da en önemli yapılarını meydana getirmişlerdir.
Bugün, doğu yönünde yer alan medrese girişinin taş süslemeli cephesi büyük boyutları ve tuğla-sırlı tuğla örgülü iki minaresi ile dikkati çekmektedir. Sivas Gök Medrese ve Erzurum Çifte Minareli Medrese ile benzerlik gösteren yapının iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu olduğu öğrenilmektedir.
Ön yüz, ortada iki minareli taç kapı, iki yandaki pencere ve köşe kuleleri ile kompoze edilmiştir. Ön yüzündeki süslemeli pencereler yerleştirilirken bir simetri aranmamıştır.
Cephedeki taş süsleme ve oran itibariyle mimari bir olgunluğun yanı sıra aynı süslemeyi tekrardan kaçınan bir anlayışın hâkim olduğu göze çarpar. Böyle bir uygulama ile daha canlı, hareketli, ışık-gölge oyunlarını kuvvetlice hissettiren bir cephe elde edilmiştir. Taşın yanı sıra sırlı tuğla ve çinilerle bezeli iki minaresi bu olgun ve doyurucu kompozisyonu renklendirmiştir." (Hikmet Denizli, Sivas Tarihi ve Anıtları, Sivas 1998, s. 103-106.)
İlhanlı baş veziri Şemsettin Mehmet Cüveyni tarafından 1271 yılında yaptırılan medresenin bu gün sadece ön cephesi ayakta kalmıştır. Yapının bu günkü durumundan hareketle, orijinal halinin iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu olduğu anlaşılmaktadır.
1882 yılında hücre birimleri yıkılan yapının ön cephe kısmına arkadan destek verilerek tamamen yıkılması önlenmiştir. 1946 yılında minarelerin şerefeleri restore edilmiş, 1972 yılında yıldırım düşmesi sonucu gövdesi çatlayan minare Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarılmıştır. Doç. Dr. Haluk Karamağaralı yönetiminde 1965-1971 yılları arasında yapılan kazıyla medresenin temelleri ortaya çıkarılmıştır. Yapı ayrıca 2002 ve 2008 yıllarında onarım görmüştür. 2009-2010 yıllarında yapılan restorasyonda ise cephe ve minareler onarılarak çiniler tamamlanmış, cephe temizliği yapılmış, temel kalıntıları1 myükseltilerek belirgin hale getirilmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder